doğru düzgün hiç blog yazmadığımı, yazmanın da içimden gelmediğini fark ettim. annem büyük isyanlarda olabilir çünkü hayali hala benim büyüyünce (!) köşe yazarı olmam. şu an oturmuş bu yazıyı yazıyor olmamın da çok büyük bir nedeni birkaç saat sonra finalimin olması ama benim benlik olarak bu finalden kendimi nasıl uzaklaştırabileceğime dair denemeler içinde olmam. önümde duran çince kelimeler, az önce şeytan tırnağının olduğu yerin feci şekilde zonklaması ve 15 dk içince dışarı çıkmam gerektiği gerçekleri hali hazırda stres içinde olan bünyemi daha fazla germekte, dışarıda az önce şakır şakır yağan yağmurun şimdi pasparlak bir güneş altında kalması zaten dengesiz olan ruh halimizi bir adım daha dengesizleştirmekte.
ruh hali demişken, kalan ruh halimizi ya da kalmaya çalışan, saçma sapan tutanmalara girişen ve tutunamayanları oynayan sevgili ruh halimizi bu işin içine karıştırmak dahi istemiyorum. daha fazla şeye karışırsa çünkü, kendini imha edip beni sadece boş bir beden olarak ortada bırakabilir... ki bu aslında çeşitli açılardan incelendiğinde tam da istediğim şey olmasına rağmen, sevgili beni seven sevgili insanları yüzüstü bırakmak anlamına da geleceğinden, daha henüz intihar aşamalarını ihtimal dahilinde bile tutmuyorum.
bir hafta sonra hayatımın başka bir dönemine başlıyorum, ne oluyor derseniz, tatile giriyorum. hayatımınızın monotonluğunda sadece tarih değişmesiyle bile tatile giren bünyeler tam aradığımız o 'değişkenlik'. aslında ben şu sıralar hayatımda birçok şeyi değiştiriyorum. buraya yazamıyorum çünkü blog içinde uluorta yazılması ve tanımadığım insanlar tarafından okunması gerekli olmayan şeyler olabilir. hoş ben yazarım ve okuturum ama ucu dokunan insanlar bu durumdan ne kadar hoşnut olurlar bilemediğim için bu değişimleri kendi tutunamayan ruhumla birlikte bizzat yaşamayı tercih ediyorum.
gerçekten geç kalıyorum şu an.
0 yorum:
Yorum Gönder