Ot insanın saçmalamaları...

Her bir şeyi boşladım. Ne internette dolanıyorum, ne bloga yazıyorum, öyle ot gibi yaşayan bir insan oldum çıktım. Fotoğraf bile çekmiyorum artık. Depresyonda falan değilim hayır. Sadece nedenini anlayamadığım bir yoğunluk ve uyuşukluk var üzerimde. Zaman da yavaş akıyor. Ben aylar oldu diye düşünürken daha İstanbul'dan ayrılalı bir ay bile olmamış.

Entrikalarla geçen ilk haftalarımdan beri hayat normal ilerlemekte. Çince işini merak ediyorsanız, bence hiç merak etmeyin. Çince merak edilmeden, öyle kendi halinde dururken daha güzel. Zor işmiş anam. Yazısı, okunuşu, tonlamaları vs. akıl karı değil, yine de seviyorum keratayı. Arkadaş ortamından bahsedersek; memnunum. Gelecek yıllarda kimler kavga eder, küser bilinmez ama şu anki duruma baktığında bal kaymak. Hatta kendi bulunmayacak kadar iyi bir ortam var. Çürükler aradan ayıklandı büyük oranda, sağlamlar da tam sağlam. Durumlar iyi.

Daha hala Yunan Adaları gezisinin diğer "volume"lerini buraya koyamadım. Üşengeçliğim geçerse bi ara halletmeyi düşünüyorum onu da.

Son olarak yukardaki fotoğraf benim bir yıl önce falan çektiğim bi fotoğraf. Neden bu kadar rezil halde derseniz; ben bu anı yakalayacağım diye hışımla fotoğraf makinesini açarken yanlışlıkla video moduna geçmişim. Dolayısıyla bu videodan fotoğraf olarak çıkartılmış bir kare. Normalde kaliteli olmayanları buraya koymam ama bu kareden vazgeçemedim. Kıyamadım silmeye.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com