Kitap ve ben ve benim cahil düşüncelerim...



Kitap okumayı severim ama sanırım ben kitapların kendisine aşığım...

Yani şekline, cismine, tipine, kağıdına vs.

Artık dolabım kitap almıyor. Okuma hızım alış hızıma yetişemediği için büyük bir yer sıkıntısı çekmekteyim. Bir an önce bu duruma bir dur demek lazım.

Kitap benim çevremde okunan bir şey değil. Yani genelde gazetenin spor haberlerinden öteye geçmez can arkadaşlarımın okudukları. Derin sohbetler olmaz aramızda, okunan kitaplar okunduğu gibi kalır bende. Ben de isterdim bu tür dantel sohbetler yapmayı ama kısmet değilmiş, napalım diyerek bu konuyu geçiyorum.

Kitap okumak hani denilenin aksine, bende ayrı dünyalar yaratmıyor. Tamam, belki her okuduğum kitapta ayrı bir karakterle karşılaşıp, bu karakterin dertlerini, düşüncelerini, hareketlerini irdeliyorum ama bunları kendi hayatıma ne kadar bağladığımdan emin değilim.

Elbet etkileniyorumdur, elbet bir şeyler kapıyorumdur. Bunu inkar edemem ama nedense kitaptaki yaşamları kendi hayatımdan hep uzak tutmaya çalıştım ben. Kendi hayatımı yaşamak zor geliyor bana. Ciddi şekilde zorlanıyorum yaşarken. Eğer bir de başka insanların, bambaşka dertlerini kendime konu edinirsem, işin altından kalkamayacağımı düşünüyorum.

Mesele aslında kitap okumak da değil. Bana küçücük yaşımdan beri sürekli "kitap oku" dendi mesela... Evet, ben de okudum. Peki, şimdi ne yapıyorum? Eğer sınavdaki felsefe soruları zorsa, hepsini takır takır çözüyorum ama eğer korktuğum başıma gelip, tüm sorular kolay sorulmuşsa, işte o zaman gelin yaptığım yanlışları birlikte sayalım. Bugüne kadar hep böyle oldu. Milletin yaptığı kolay soruları hiç yapamadım ben. Bakın, bu da incelenmesi gereken bir konudur aslında.

Ben tamamen kitap okumaya bağlıyorum bunu. Soruyu okuduktan sonra, oradan oraya atlayıp sorunun tüm seçeneklerini kanıtlıyorum. İşaretleyecek cevap kalmıyor, düşündükçe cevaptan o kadar uzaklaşıyorsun. Hoş değil bunlar. Kitap okumanın zararı yoktur diyenlere, işte budur cevabım.

Eğer kitap okunmayan bir toplumda yaşıyorsanız, bunu emin şekilde söyleyebilirim ki, zorluk çekersiniz. Alenen düşünce yapınız, verdiğiniz cevaplar, olayları yorumlayışınız değişik oluyor. Bu da bazen toplum içinde, çok zıt fikirlerin, cevapların çıkmasına neden oluyor. Ben ve kitap okuyan bir arkadaşımın yaptığı yorum, tamamen yanlış çıkabiliyor mesela. Halbuki neye göre? Karşı çıkamıyorsunuz. Çünkü karşınızdaki öğretmen bile sizin düşüncenizde değil. Neye göre yanlış, neye göre doğru tartışmasını yapmayacağım burada. Çünkü o işin içinden çıkılamayacağını öğrendim şu ömrümde. Filozofların çözemediğine, ben hiç yanaşmam.

"Kitap okumak kötü bir şeydir" gibi bir yorum çıkmasın bu yazımdan. Fakat, kitap okumak zor bir şeydir. Kitap okumak sizi farklılaştırır. Farklı olmak ise meşakkatlidir. Eğer kolay yaşamak istiyorsanız, kitap okumamayı seçebilirsiniz. Ama eğer zoru severseniz, o zaman okuyun. Ama okumak aynı zamanda acı vericidir. Düşündükçe daha fazla acı çekersiniz.

Bana göre.

2 yorum:

  1. hayatı " öss " yi baz alarak değerlendirirsen kitabın avantajlarından yeteri kadar faydalanamıyorsun demektir. nacizane görüşüm tabi, önemli olan ne kadar geniş düşünebildiğindir.

    YanıtlaSil
  2. Yazının sadece bir bölümünde ÖSS'den örnek var. Onun dışında kitap okumayan bir toplumda, kitap okumanın zor olduğuna değindim. Sadece ÖSS'de çıkan soruları yorumlayış değil, hayatı yorumlayış da çok farklılaşıyor... =)

    YanıtlaSil

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com