Benim Ankara'ya dönme vaktim gelmiş.

Sevmiyorum İstanbul'u. 

Yani kendisiyle şahsi bir derdim yoktu ama Ankara'ya gittikten sonra ne kadar yaşanmaz bir yer olduğunu daha iyi anladım. Hemen zıvıldamalar başlayacak "sen kurban git İstanbul'a" diye ama cık. Deniz deniz diye ölen biri değilseniz Ankara'nın İstanbul'a on basacağını görürsünüz.


Ya bak en basitinden, hadi arkadaşlar aradılar, hadi gel şurdayız dediler... Şimdi eğer bu yer içkili bir mekansa semtler bellidir. Ya Taksim olacak, ya Yeşilköy olacak vs, yaşadığınız bölgeye göre bunlar değişir. Arabaya binip de o mekana varmak kafadan yarım saat. Tabii trafik yoksa. Trafik varsa zaten baştan bittiniz, oraya gittiğinizde herkes evlerine falan dağımış olur. Ama Ankara'da öyle mi? Kim nerden ararsa arasın 15 dakikada oradasınız. Hemen atla herhangi bir araca zırt diye kapısındasın.

Ayrıca Ankara büyük şehir olmasına rağmen kasabasal bir yapısı var. Nerden çıkarsanız çıkın yolunuz şehrin tam ortasına Kızılay'a varacaktır. Her yerin birleşme noktası. Ve Kızılay'ın ana yolları haricinde hiçbir yere araba giremediği için tamamen kafe, barlar, çeşitli dükkanların düzenli bir şekilde toplaştığı bir alan tarzında. Ha gerçi ben sosyeteyim, Kızılay'a giremem diyorsanız, siz de Tunalı taraflarındaki barları falan tercih edebilirsiniz ki orası da aynı bu yapıda gayet nezih bir ortam sunuyor.


Yani uzun lafın kısası, hem şehirli hem de kasabalı hayat sunabilen bir Ankara varken, bir sürü karışıklığın içinde kendini kaybettiğin İstanbul'u kim ne yapsın...

Benim Ankara'ya dönme vaktim gelmiş.

5 yorum:

  1. Ne de güzel zayıfladın :)

    YanıtlaSil
  2. Yazıyı okurken şunu da dinleyin de tam olsun :)

    Vega-Ankara

    http://fizy.com/#s/1aicmg

    YanıtlaSil
  3. ehehe valla izmir akar :) izmir'de ne içinde kaybolduğumuz karışıklıklarımız ne de kasabavari havamız var.. çok "avrupai" bir şehrimiz var burada :)

    anladın sen onu..

    YanıtlaSil
  4. şaka yapıyor olmalısın :)

    YanıtlaSil

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com