Dalgalandım da duruldum, ardından koşmadım -koşmam da- ama yine de yoruldum.

Yaşanmaz bir hal almaya başladı buralar. Odamda otururken hareket etmeden bile sıcaktan bunalmaya başladıysam hava durumuna küfür etme zamanım da gelmiş oluyor. Nedense bizim hiç klimamız olmadı. Ara sıra düşünüyorum nedenini. Ama nedeni de yok. Bizim klimamız olmadı ve olmayacak işte. Sebepsiz.

Geçen Karadeniz Gecesi'ne gittim. Ben de bi Karadeniz manyaklığıdır sürüp gidiyor. Uzaklardan Rizelilik var bizde ama turla geziye gitmem dışında oralara ayak basmış falan değilim. Dayım oradaki arkabalarımızla bir kez görüştü de ben cisimlerini bile bilmiyorum. O kadar yakınız yani (!). Neyse işte ben de bu çakma Karadenizliliğimi bu tür gecelerle ilerletmeye çalışıyorum. Şehir şehir dolaşıyormuşum gibi oldu. Ankara'da katılmıştım, İstanbul'da da katılmış oldum, bir dahakine direkt Trabzon'da falan katılma gibi bir isteğim var. Önceki yaşamımda ben çok büyük ihtimal Trabzon yaylalarında yaşayan bir kızdım. 

Okulun yaklaşmasıyla bendeki popo tutuşması da artmaya başladı. Öyle bir saldım ki aklınız hayaliniz durur. Her gün sokaktayım, evde olduğum sürede de net başındayım. Çok nadir biraz daha entellektüel bir eylem olarak kitap okuyorum. Resmen bildiğim Çince kelimeleri unutmaya başladım. Kıçıkıytırık Çince'm de elimden gidiyor. Bir an önce kırmızı alarma geçmem lazım ama hayır. Ben burada blog yazmaya devam ediyorum. Olsun.


Behzat Ç'ye de fena sardım. Millet kaç gün önce finalinin muhteşemliğini konuştu da konuyu kapadı. Ben daha 7. bölümdeyim. Sonradan dank etti izlemek. Bir de Ankara'da çekiliyor ya böyle bi memleket hasretliği vuruyor bana gördükçe. Şaka maka hergün gezdiğimiz yerleri dizide izleyince de bir garip oluyormuş. Okulumun yanına geldiklerinde falan gözüm doluyor şaka gibi. Özledim ben Angara'yı aga. La bebe demeye özledim sokakta bağır çağır. İstanbul Türkçe'siyle konuşmaktan kasıldık burda. O değil de ben cidden 4. senenin sonunda büyük ihtimal bir diksiyon dersine gitmek zorunda kalacağım. Gidişatım iyi değil.


Bu arada neden fotoğraf olarak çektiğim ekmeklerden gittim bilmiyorum ama idare edin işte. Canınız çekerse falan da gidip yiyin. Ben yiyemiyorum anasını satayım, bari siz gidip yiyin. Rejimin gözü kör olsun.



1 yorum:

  1. İyice salmıştın kendini iyi bari yazmışın yine bişiler

    YanıtlaSil

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com