Hayat sırrının suyunu çeşmelerde bulamazsın demiş üstad...

* Devir eteklerin tutuşma devri. Pınar adlı kızın hayatındaki ilk vizeler kapıda ve bu kız nasıl sınavlarla karşılacağını bilmemesine rağmen, öyle kör topal bir şekilde Çince çalışıyor. Sanırım finaller daha kolay olacak çünkü en azından sınav sistemine biraz daha aşina olurum diye bir ümidim var.

* Hayatımda bissürü bissürü olaylar oluyor. Bayram bana hayırlı geldi, öyle söyleyeyim. Her zamanki gibi sabırsızlığımdan kaynaklanan -bazılarına göre- yanlış yaptığım şeyler oldu ama yine de sonuca bakıyorum da öyle yorgan yaktıracak bir durum yok ortada. Yuvarlanıp gidiyoruz öyle işte diyelim.

*Dave Eggers'ın Ne Nedir'in en sonunda bitirdim. Allahım nasıl süründü kitap elimde anlatamam. Hayır, adamın tarzı farklı beyler. İki sayfa okuyorsun topu topu, on sayfaya bedel. O kadar hızlı ve çok şey anlatıyor ki, yorulup koyuyorsun bi kenara. Ama sonunda bitti mutluyum. Şimdi de Kluge diye bir kitaba başladım. O da iyi, o da güzel.

*Kızılay benim mekanım oldu artık. Aslında Kızılay, bizim İstanbul'un Bakırköy'ü. Ki ben Bakirköy'den hiç haz etmem ama Kızılay bi garip, kimileri orayı apaçi mekanı olarak küçümsese de ben feci rahatlıyorum oraya gidince valla. Böyle dertlerden uzaklaşma, değişik bir kişisel gelişim ve havalara uçuran bir meditasyon mekanı gibi oldu orası bende... Çok pis de kişisel gelişirim, söyleyeyim.