gezi yazısı falan değil la.

bu sefer size canım ankara'mdan değil de rezil istanbul'dan bildiriyorum. buraya olan tiksintimi kelimelere dökmem bile mümkün değil, özür dilerim. içindeki insanlar olmasa, bir daha adımımı atmayacağım mekandır. zira şu an bile rüzgardan her yer uçuyor. rüzgar hayattaki baş düşmanımdır. sevmem. sevdirmem. izmir denen yeri bile bu nedenden ötürü sevmem. rüzgar kötüdür. istanbul çok rüzgara sahiptir. istanbul kötüdür.

neyse.

okul bitti falan. dil tarih'in taşınma dedikoduları var ki göğsümün içinde bir şeyler sıkışıyor düşündükçe. döndüğümde dil tarih'imi aynı yerde görmek istiyorum. bu bir emir olarak kabul edilebilir. yüz yıllık geleneği bozmayın ulan!

tatile girdiğimiz gibi annemlerin yüzünü iki gün görüp koştur koştur balkanlara gittik kuzenle. plansız programsız, hostel ayarlamadan yola çıktık. nasıl böyle bir işin içine girme cesaretini gösterdim, bu konuda bir fikrim yok. ama gösterdim işte. ve iyi ki de göstermişim. yıllar yıllaaaar geçse bu güzel zamanları hatırlayacağız hacım diyebileceğim anlar yaşadım. ciddi ciddi güzel günlerdi. bir kere aileye de kanıtlıyorsun kendi ayakların üzerinde durabileceğini. evdeki o bebeklik potansiyelim bir gıdım kayboluyor onların gözünde. gerçi eve geri geldiğimden beri gene bi bebek gibi sevilme olayım devam ediyor ama olsun can kurban. belgrad, saraybosna ve dubrovnik'ti gezdiğimiz yerler. yani üç ülke. üç ülkenin de ortak noktası; bizim gibiler ama avrupalı gibiler. bu şekilde özetlenebilir. bi de tabii erkek ve kız nüfusunun neredeyse tamamına yakınının best model'dan fırlamış olduğu gibi küçük bi ayrıntı daha var. ortalama bir türk'seniz sokakta duvar diplerinden yürümenizde fayda var. zira kızlar tarafından ezilebilirsiniz. sizi görmeyebilirler. bi de tabii hayat ucuzluğu çok fena oralarda. dubrovnik çok sosyete, orası pahalı ama onun dışında iki ülkede de resmen bedavaya yaşıyorsunuz. oğlum votka 3 lira la! daha ötesi var mı? artık buna oranlayarak diğer şeylerin fiyatlarını siz kafanızdan hesaplayın.

sonuçta memleketimi özledim. benim türkiye kanım ağır basıyor ziya.










0 yorum:

Yorum Gönder

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com