Artık kabak tadı vermeye başladığını biliyorum ve sürekli bi insanın kendi kendine de aynı şeyleri düşünmemesi gerektiğini daha da iyi biliyorum. Kendi kafamı meşgul ettiğim yetmezmiş gibi sizin de kafanızı kurcalamamam gerektiğini de çok iyi biliyorum. Tüm bunların yanında bir yerlerden isyan etmem gerektiğini, gerçek hayatta bulunamayan bu ifade özgürlüğünü sanal ortamda değerlendirmemin hazinliğini ve aynı zamanda ruh sağlığımı korumam açısından -evet aynı konuları onar, hatta yüzer defa- sizinle paylaşmam gerektiğini de bir yandan biliyorum. Tüm bu bilgi bombardımanı arasında net düşünebilmenin zorluklarını da -siz- biliyorsunuz.
Sıkıldım çünkü. Etrafımda "Hangi kitabı okuyorsun şu an?" diye sorabileceğim bir insan olmadığı için sıkıldım. Siyaset yaparken, milliyetçilikle solculuk arasındaki uçurumları değerlendirirken, bir anda "Ya Karl Lagerfeld'in son defilesini gördün mü?" diyip ondan sonra da "Bence hayır Gençlerbirliği küme düşmeyecek" diyebilme özgürlüğüm olmadığı için sıkıldım.
Neyse yazıyı da uzatmıyorum zaten. Yazı yazmaktan bile sıkıldım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder