merhaba dünya. kitaplardan uzak durdum.

bi ara çok iyiydim ben. saniyemi, okumadan geçirmezdim. şimdi yok öyle havalarım. varsa yoksa internette okuduğum yazılardan entelektüel düzeyime bi şeyler kazandırmaya çalışıyorum ama kağıdın yüzeyi az değiyor tenime. belki de tez için koca bir ingilizce roman ve başka bir koca türkçe roman bitirmem gerektiğinden olabilir kitaplara uzak durmam. çünkü hangisine el atsam, tez kitapları aklıma gelip vicdan azabından dolayı o eli geri çektiğim için, kitaplarla olan münasebetim en az indirildi. 

kitaplardan uzak durmak mallık, bunu ben de biliyorum. hayır kardeşim, madem tez konunu edebiyattan seçtin, afedersin, mike mike okuyacaksın o romanları. bi de bak ben sonuçta sinoloji okuyorum, o romanları normalde benim çince okumam lazım -ki yemez- bir de işin kolayını bulmuşum, birinin ingilizcesini, birinin türkçesini almışım, hala yakınıyorum, yuh derler adama. ama ben biliyorum, normalde onlar "görev" olmasa ben zaten 1 ayda toparlamıştım iki kitabı da. hep bu pislik eğitim sistemimiz. ya da bizim eğitim sistemine bok atmayı kolay bulan bu pislik zihinlerimiz...

ama bu kitap meselesi dışında her şey güzel gitmiyor değil mi? gidiyor. 

ha ufak tefek kazıklar oldu yakınlarımdan yediğim falan ama onun dışında hayatım öyle bir dönüş geçirdi ki, ben hala gerçekliğinden emin değilim. gerçekliğinden emin olamadığımdan, sürekliliğinden de emin olamıyorum. ama bayağı sürekliymiş gibi geliyor. aman allah bozmasın.

açıkçası bu sene üniversitenin son senesi olduğundan ve ben öğrenciliği bırakmak istemediğimden, bilinçaltının katkılarıyla, en tembel senemi geçiriyor gibiyim. çok da bi sorun yok.