Şu sıralar Aşkın Gözyaşları - Tebrizli Şems'i okuyorum. Meraklanmayın, kitap tanıtımı falan yazmayacağım. Beni tanıyanlar neden böyle bir kitap okuduğumu merak edebilirler çünkü -tanımayanlar için açıklayayım- ben deistim ve doğal olarak da "ilahi aşk" içeren bir kitabın benimle pek alakası olmaması gerekir.
Ne yazık ki bu "deistlik" mertebesine gelene kadar sanılanın aksine, dini kitap okuma potansiyelim bir hayli fazlaydı. Yani hatta bir ara ciddi şekilde elime geçen dinle ilgili her şeyi okuyordum. Ve olması gerekenin (!) aksine dine yakınlaşmadım, uzaklaştım. Her yeni kitapta, biraz daha soğudum din, allah kavramlarından. Ateist olmam beklenirdi aslında ama sınırda kaldım ve deist oldum.
Neyse konumuza dönersek; bu "ilahi aşk" kavramı her zaman ilgimi çekmiştir. Dine olan ilgimi kaybetmeme rağmen bu hiç kaybolmadı içimde. Yani hissettiğimden falan değil, sadece hissedenlerin nasıl hissettiklerini merak ettiğimden...
Okuduğum kitapta o kadar yoğun ve gerçekçi anlatılmış ki bu duygu. Yani mesela bir adamın sadece elleriyle -allah ateşiyle yandığı için- odunları ateşe verdiğini falan okuyoruz. Şimdi bu gerçek hayatta ne kadar inandırıcı bir şeydir ki? Ama onlar inanıyorlar. Hem de hiç sorgulamadan, garipsemeden, mantıkdışı olduğunu görmeden ve gerçekten inanarak inanıyorlar. İşte anlatmak istediğim duygu bu. Sahip olmadığım, olamayacağım ve olanların da nasıl sahip olduğunu merak ettiğim duygu bu.
Üstünde çok fazla konuşacağım bir konu değil. Hatta artık kafa yormayı da bıraktım çünkü eskiden bu kadar düşünme, "hayran kalma", "özenme", okuma eylemleri sonucu bir şekilde beynimi kandırabileceğim ve aslında bu duyguya sahip olmasam bile kendimi olduğuma ikna edip yaşamamı sürdürebileceğimi düşünüyordum.
Ama hayır artık ona da inanmıyorum. Bu sanırım doğuştan gelen bir duygu. Yani ne yaparsan yap, sonradan vücuduna allah inancını sokamıyorsun, ya hissediyorsun, ya da hissetmiyorsun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu belli olmuyor biliyor musun. Yani hiç hissedemeyeceğin bir şey olduğunu bilemezsin. Ben de sen gibi yüzlerce din kitabı okuyup -deist bile değil- ateist olmuştum. Ama sonra hayatında bir tek şey senin tekrar inanmanı sağlayabiliyor. Ben inanmazdım inancağıma ama inanıyorum işte. Gerçekten bilemezsin ne olacağını ilerde.
YanıtlaSil