Felsefik ve mitolojik girişimler yapmak için kitaba girdik.

Millet danaya girer, koça girer, biz yemin ediyorum kitaba girdik. Fakülte girişinde masa kurup kitap satmaya çalışan tipler vardı bizim. Geçen seneden beri durdurup "bak günde 1 liraya kitap alıyorsun" diye bizi kandırmaya çalışırlardı ama biz nedense uyuşturucu satmaya çalışıyorlarmış gibi uzaklaşırdık oradan. Bir de -sanki çok bir etkisi olacakmış gibi- bedava ayraç dağıtırlardı.
Bugün yine Farabi'ye giderken durdurulduk, aslında benim dikkatimi çeken bir Yılmaz Güney biyografisiydi, saf saf bana satmaları için yaklaştım masaya. Tek satmıyorlarmış kitapları, sonradan öğrendim. Neyse bu sırada adam "biz dinledik ağabey" dememe rağmen başladı yeniden kampanyaları anlatmaya. Çakılıp kaldık oraya. Bir de belirtmeden geçemeyeceğim; Ankara dondurucu soğuk! Nasıl anlatayım bilemedim şimdi ama bizim ana bina ince, yataylamasına uzun bir bina, yani ortabahçeden Farabi'ye, oradan da sokağa çıkmak için ana binanın eni kadar bir alanı kısacık yürümen gerekiyor. Ne yazık ki bu kısacık mesafenin iki ucunda da açık alan olduğunu düşünürsek ve Dil Tarih'in de 1936 yılında yapılan bir taşbina olduğunu göz önünde bulundurursak Ankara'nın dışardaki 5 derecelik soğuğun bu küçük alanda 2 derece daha azalarak hissedilen değer olarak 3 dereceye falan indiğini anlayabiliriz. Ceyranla birlikte.
Neyse işte bir yandan ben elektrik akımına kapılmış gibi titriyorum, bir yandan adam anlatmaya devam ediyor. Anlattı da anlattı... Şimdi bir tane set alırsan ayda 30 lira ödüyorsun, 12 taksit mi ne... Eğer 3 set alırsan ayda 38 lira ödüyorsun bir de hediye bir set veriyorlar, ha 4 sete girersen ayda 48 lira ödüyorsun yine bir hediye daha set veriyorlar. Yani illa ki bizim bi kazıklanışımız vardır burada, yukarıda rakamları verdim siz neyin ters olduğunu söylersiniz bana sonra. Yalnız, dikkatinizi çekerim orası Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi! Bizim matematikle alakamız yok! Şimdi sen benim önüme böyle bir hesap koyarsan ben sadece "ulan o zaman bi set almak acayip kazık oluyor yaa" mantığını kurabilirim tek başıma.

Neyse sonuç olarak tabii 4 seti birden tek başına almıyorsun, aksine üniversite ortamı... Herkes birleşip bir şeyler yapıyor. Biz de Bekir, Berkcan ben sütkardeşler olarak 4 sete girdik. Bildiğin kitaba girdik. Bakalım her ay düzenli olarak yatırmamız gerekiyor, yoksa ananın babanın adresini telefonunu da alıyorlar, gidip onlardan istiyorlarmış...

3 yorum:

  1. Geçen sene ben iki seti 30 liraya aldım on bir ay ödiyecem diye canım çıktı. Son taksit kaldı ödemiyorum onu bakalım ne zaman arayacaklar. Vesselam iki ay geciktirdim.

    YanıtlaSil
  2. Haha çok geciktirme bari =)

    YanıtlaSil
  3. Bizim okulun kapısında da var bu tipler.Hatta aynı günde 1 liraya set verenler işte.Tüm Türkiye'ye yayılmışlar bence.

    YanıtlaSil

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com