Bir Siyasi Yazı



Ben küçükken çok sivriydim.
Ben küçükken katı bir Kemalist'tim.
Ben küçükken Tayyip'e demediğimi bırakmazdım.
Ben küçükken AKP dendiğinde boyumdan büyük laflar ederdim.
Ben küçükken büyük adamlarla ağız dalaşlarına girerdim.
Ben küçükken sırf başları kapalı diye insanları küçük görürdüm.
Ben küçükken her başı kapalıyı AKP'li sanardım.
Ben küçükken Atatürk dendiğinde arkasından başka söz söyletmezdim.
Ben küçükken sürekli siyasi yazılar yazardım.
Ben küçükken bu yazıları okuyanlar tarafından gaza getirilirdim.
Ben küçükken Milliyet Blog'da en küçük siyasi yazar ünvanını almıştım.
Ben küçükken sürekli haber izler, açık yakalamaya çalışırdım.

Ben büyüdüm, artık daha yumuşağım.
Ben büyüdüm, hala Kemalistim ama daha saygılıyım.
Ben büyüdüm, artık Tayyip'i kişisel almayıp, sistemi sorguluyorum.
Ben büyüdüm, hala AKP'yi sevmiyorum.
Ben büyüdüm, artık kimseyle tartışmıyorum.
Ben büyüdüm, başları kapalı insanlarla arkadaş oluyorum.
Ben büyüdüm, Atatürk adını daha az ağzıma alıyorum, onu daha çok yaşıyorum.
Ben büyüdüm, artık siyaset yazmıyorum.
Ben büyüdüm, siyaset için çok küçük olduğumu düşünüyorum.
Ben büyüdüm, artık kimse tarafından gaza getirilemiyorum.
Ben büyüdüm, Milliyet Blog'daki ünvanımı terk edip, Blogger'da hafif yazar ünvanını kullanıyorum.
Ben büyüdüm, artık az haber izliyorum, haber izlemeye katlanamıyorum.

Ben sanırım kendimi büyük sanarken çok konuşup, biraz büyüdüğümde ise küçücük olduğumu görüyorum.
Ben büyük (!) adamların aslında küçük olduğunu anlıyorum.
Ben kendinden emin şekilde siyaset konuşan kişilere artık sıcak bakamıyorum.
Ben Atatürk'ün bile (yaşasa) kesin kurallarla siyaset konuşmaması gerektiğini düşünüyorum.
Ben siyasi görüşlerim olmasına rağmen açıklamaktan çekiniyorum.
Ben solcuların dinsiz, sağcıların dinci olarak görülmesinden rahatsızlık duyuyorum.
Ben sağ-sol, dinci-laik kavgalarında onlarca kişinin telef olmasına sinir oluyorum.

Ben siyasi yazılar yazmak istiyorum.
Ama çekiniyorum. Kimseden değil, kendimden.

Her şey bu kadar çabuk değişirken, kendi fikirlerim hiç değişmeyecekmiş gibi davranmaktan, gelecekte kendimle çelişmekten çekiniyorum.

Bu yazıyı neden yazıyorum?

Kimbilir, belki geçmişi özlediğimden. Daha bilinçsiz, daha ayrangönüllü olduğum zamanları özlediğimden...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com