İnsan Dil-Tarih'in orta bahçesinde esneye esneye otururken aslında çok farklı sıfatlara şahit oluyor. Sanki dünyayı böyle küçültmüşsünüz de, binbir türlü tipi oraya kapsül halinde bırakmışsınız gibi...
Ayrı bir dünya orta bahçe... Benim dünyam daha doğrusu. Ben hiçbir ortama bu kadar aşkla bağlandığımı hatırlamıyorum. Bir parkta veya evde boş boş otururak geçirilen saatler vicdan azabı çektirir insana. Orta bahçe öyle değil işte. Sanki orada geçirdiğin her saniye dolu dolu.
Dolu dolu çünkü o kadar farklı hayatlar var ki orada. Bir bakıyorsun özel okula geldiğini sanan, elinde pahalı çantası, altında topukluları, şık şıkırdım kızlar, bir bakıyorsun cidden köyünden yeni çıkıp gelmiş saf temiz delikanlılar, öte yanda türbanın üstüne peruk geçirmiş garip bir abide gibi duran bayanlar, parkaları ve poşularıyla "biz buradayız" diye bağıran TKP'liler... Arada sırada orta bahçeye şöyle bir göz süzüp geçen paltolu, sağcı ağır abiler...
O kadar zevkli ki tüm bu olanları dışardan izlemek. Hele de biraz yukarda merdivenlerde oturuyorsan ayrı bir keyifli herkesi takip etmek. Aynı fakültenin içinde orta bahçe müdavimlerindeysen zaten, yavaş yavaş tanıyorsun suratları. Daha kolay oluyor takip etmesi ve yorum yapması.
Kelimelerle tarif edilemez bir haz duyuyorum orta bahçede. Orada saatler de hızlı geçiyor, dertler de.
Etiketler:
Öylesine...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bizim gibiler belli olmuyor, yazmamışsın tabi. Cık cık ayıp.
YanıtlaSilBu arada bu fotoğraf geçen seneden :D
başaörtüsünün üzerine peruk geçirmiş kız rahatsız olmuyor mu acaba,daha çok dikkat çekiyor ve kötü bir görüntü oluyor.
YanıtlaSilbir de üniversiteye geldiğinde birden büyüdüğünü sanan tipler var.topuklu ayakkabılar,kocaman küpeler,aşırı makyaj...çok doğru bunların hepsi dtcf nin orta bahçesinde.iyi bir gözlem yeri.
Onu bunu bırakta banu alkan ne oldu ?
YanıtlaSilYazılarınız bir harika sürekli takip ediyorum başarılarınızın devamı dileği ile
YanıtlaSil