Bugün erken bir doğum günü kutladım. Bu doğum günü benim için diğerlerinden biraz daha farklı. Çünkü ben artık bir reşitim :D
Artık ben de bir bireyim ve benim laflarımın da kanunlar önünde bir değeri var. Yarın kaçıp evlenebilirim. Bir barda sızıp kalabilirim. Hatta istersem ailemden ayrı yaşayıp, ülke ülke tek başıma dolaşabilirim =))
Tüm bunlar yapılmayacak eylemler bile olsa, orada olduklarını bilmek ve sana tamamen serbest olduklarını aklının bir köşesinde bulundurmak, insanı yeterince rahatlatıyor.
Arkama dönüp baktığımda aslında çok da fazla bir halt yapmadığımı görüyorum. Daha önümde yüzlerce sene olduğununda farkındayım ama tırsıyorum açıkçası. Dürüst olmak lazım geldiğinden ben de korkularımı burada rahatça yazabilirim. 18 olduğumdan böyle bir şeye hakkım olduğunu düşünüyorum! =)
İnsanın büyüdükçe sorumluluklarının arttığının farkındayım. İşte tam bu noktada;
'Acaba büyümesek mi be hacı?' sorusu kafama çarpıyor.
'Evladım, büyümen lazım ki bir baltaya sap ol!'
'Ama ben memnunum böyle ekmek elden su gölden, anam babam beni rahat yaşatıyor valla!'
'Biliyoruz herhalde angut ama bu böyle gitmez yani bir şekilde bir şeyler yapman lazım artık kıçını kaldırıp'
'Amaaaan, bu mu yani? Bana yeterli bir sebep veremiyorsun bile!'
'Evet bu! Beğen veya beğenme, sen doğuştan torpilli misin kızım, ne farkın var diğerlerinden?'
'Bir farkımız yok da, biz bir farkımız varmış gibi davranamaz mıyız? Yasak mı kızım?'
'Bak evladım, ya gerçekten bu kadar salaksın, ya da tamamen salak numarası yapıyorsun. Hangisi senin için daha uygun bilmiyorum ama bir şekilde artık bu hasta halinden kurtulup
18 olduğunu sindirmen ve güzellik uykundan kalkıp, ülke için bir şeyler yapman lazım'
'Aman tamam bee, bize kaldı bir tek zaten ülke!'
İç sesimden bazen hakkaten nefret ediyorum. Neyse bakalım, koca adam olduk artık, ne olacaksa....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder