Bir Yazı

Son zamanlarda okuduğum en iyi yazı...

Başbakan'ın iletişim mühendisliği
06.05.2010/Radikal

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir zevk alarak sürdürdüğü, hatta tırmandırdığı İsmet İnönü-Hitler-Faşist tartışmasını izliyor musunuz?
Elbette izliyorsunuz. İstemeseniz de maruz kalıyorsunuz, her yerde bu tartışma karşınıza çıkıyor.
Peki kendinizi bu tartışmada taraf hissediyor musunuz? Veya kendi tarih bilginizle bu tartışmanın herhangi bir cümlesine karşı veya o cümlenin yanında söyleyecek sizin de bir sözünüz olduğunu düşünüyor musunuz?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısı işte tam bu noktada ortaya çıkıyor.
Sadece kendi partisinin, sadece parti tabanının veya seçmeninin değil, muhalefetinin gündemini de o belirliyor. Muhalefete bu hafta hangi konuda konuşacağını, hangi cümlelerle iktidara çatacağını o belirliyor.
Böylece aynı anda medyanın da gündemini belirlemiş oluyor.
Ve bu gündem içinde, dikkat ederseniz Başbakan hep ‘ofans’ta, hiçbir zaman ‘defans’ta değil.
***
Son sekiz yıla bir bakın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hiç ‘defans’ta kaldığını hatırlıyor musunuz?
Çok eleştirildiği, ortada gerçekten ‘hata’ kabul edilebilecek durumlar olduğunda bile, bakanları savunmaya geçmiş olsa bile Başbakan Erdoğan hiçbir zaman ‘defans’ta kalmadı, o zaman bile ‘ofans’ta oldu.
Bu çok önemli bir özellik. ‘Defans’tayken bir şey kazanamazsınız, olsa olsa yerinizi korursunuz. Ama ‘ofans’ öyle değil.
En azından rakibinizin ileri gitmesini, kazanmasını engellersiniz, çünkü onu
hep ‘defans’ta tutarsınız.
Ülke içinde şu veya bu sebeple çıkan/çıkarılan tartışmalara objektif bir gözle, kendinizi işin içine katmadan bir bakın. Kim defansta, kim ofansta... Şunu bilin, defansta olan, sonunda kaybetmeye de mahkûmdur.
***
Ülkede zaman zaman ‘gündem’ araştırmaları yapılıyor. Araştırmacılar, sokaktaki vatandaşın dertlerini ve önceliklerini öğrenmek istiyorlar.
Uzun yıllardır Türkiye’de hep sokaktaki vatandaş açısından bir ve iki numaralı sorunun, yani gündem maddesinin ne olduğu aynıdır. Önce işsizlik, ardından hayat pahalılığı.
Ama bir de siyasetin ve dolayısıyla medyanın gündemine bakın. İşsizlik ve hayat pahalılığı bu gündemde kendine ne kadar yer bulabiliyor?
70 yıl öncenin, dünya savaşı döneminin ekmek karnelerini tartışıyoruz da, bugün milyonlarca yurttaşımıza her gün yiyecek, giyecek, ısınma ve sağlık hizmeti yardımı yapmak zorunda olduğumuzu konuşmak aklımıza gelmiyor.
İletişim mühendisliğinin başarısı, Başbakan Erdoğan’ın başarısı tam burada yatıyor işte.
Konuşulmasından hiçbir fayda elde edemeyeceği hiçbir konuyu konuşmuyor, konuşturmuyor.
Ben inanıyorum ki biz bu Anayasa paketini ve o paket etrafındaki gerginliği de bu yüzden yaşıyoruz aslında. Gündemi farklı bir noktada tutmak, konuşulduğu zaman her durumda kazançlı çıkacağı konuları konuşmak için.
***
İşin tuhafı şu: Muhalefet, hele hele muhalif siyasette 40 yılını çoktan deviren Deniz Baykal’ın bunu görmüyor olması, Başbakan’ın belirlediği gündem içinde ve hep defansta kalması.
Bir konuda oltaya gelmedi Baykal, Başkanlık sistemi tartışmasına hiç girmedi, bunu ciddiye almadı. Ama Başbakan hemen bir hafta sonra bu kez Hitler-İnönü tartışmasıyla onu yeniden kendi ringine çekti.
Başbakan’ın bu başarısını görmeli ve hakkını teslim etmeliyiz.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Instagram

Twitter Updates

Meet The Author

çince ve benim adım yanyana geçmeli bunu bilin. dil ve tarih coğrafya fakültesi'nden mezunum, yani gayet siyasi bir kişiliğim de var, bunu da bilin. küçüklüğümden beri şehir şehir gezerim, bilin. birçok alana el atmış durumdayım, her şeyden biraz tadarım, ney de üflerim, piyano da çalarım, bunları da bilin. ha bak bilgiye inanırım. bilmeye inanırım. hayatın çekilirliğini bilmede ararım. hep beraber bilelim. bilgi karın doyurmasa da kalbi doyurur diyelim. www.pinaraltay.com