"Uçağa en son sen bin, böylece gemisini terk eden kaptan olmazsın."
Mavi Marmara'nın kaptanını ikna etmek için söylenmiş bu söz. Belki çok damar gelecek bazılarına ama insanlar bazen çocuk kandırılır gibi kandırılmak zorunda kalıyorlar. Bütün bu yaşananların arasında çok masum geldi bu söz bana. Gemisini terk etmeyecek kadar gururlu bir kaptan, kaptanı bu kadar masumane bir tavırla ikna etmeye çalışan vatandaş. Sonunda da ikna olmuş kaptan ve uçağa binmiş. Ne kadar basit ama ne kadar etkili bir cümle.
"Hocaefendi her zamanki gibi doğruyu söylüyor."
Gülen'in söylediğinden bile daha önemli bir cümle bence bu. Ne kadar büyük bir güç! Ne kadar geniş bir etki alanı! Ne kadar itaatkar müritler! İnsan, "hocaefendi"nin (!) etkileme gücü karşısında hayran kalıyor. İki gün önce "Bizim dostluğumuz kadar düşmanlığımız da kuvvetlidir" diyen bir hükümetin üyesi çıkıp da nasıl bir bağlılıkla "efendisi"ne hak veriyor. Tartıştığım Feto'nun sözlerinin doğruluğu, yanlışlığı değil, o sözleri söyleyen adamın gücü.
"Barış eylemcilerinin gemisi ile aşırılıkçı Türk teröristlerin nefret gemisi arasındaki farkı gördük."
Rachel Corrie gemisi durdurulduktan sonra bunları söylemiş Netenyahu. Öldürülenler Türk, yardım götürmeye çalışanlar Türk, barışı savunan gemi Türk. Öldürenler İsrailli, yardımı engelleyenler İsrailli, Mavi Marmara'nın önünü kesen gemi İsrailli.
Ama, hayır. Türkler teröristtir.
Mavi Marmara da nefret gemisidir.
--
Olayın özeti yukardaki üç cümledir bana göre.
Kaynak: Radikal
0 yorum:
Yorum Gönder